Hayde Memlekete, Hayde Tatile

Bu geçim darlığında neyin memleketi, neyin tatili diyeceksiniz. Ama içinizde alevlenen bir memleket ateşinin yandığını fark ediyorum. Bu ateş sizi memleketinize götürür. Her sene veya birkaç senede bir memlekete gitmek, orada yaşayan yakınlarınızla özlem gidermeniz, dudak donduran pınarlarından kana kana içmeniz,döner yapıp yemeniz, yürürken düşüp dizinizi kanattığınız yollarından gelip geçmeniz, kirazından, dutundan, pancar çorbasından yemeniz, ölülerinizi ziyaret etmeniz ve yemyeşil yaylasında tozup gezmeniz çok yararlı ve yerinde bir iş olacaktır. Bu tatili hele hele çocuklarınızla ve torunlarınızla birlikte yapmanızın da ayrı bir anlamı ve önemi vardır. Onlara da memleketinizi, doğup büyüdüğünüz yerleri, arkadaşlık ettiğiniz kimseleri tanıtmanız ise gelecek yıllarda da memleketiyle bağını koparmayan bir neslin yetişmesi açısından da faydalıdır. Memleketinize gittiğinizde belki de bir daha göremeyeceğiniz yaşlı insanlarla dertleşmeniz, hallerini, hatırlarını sormanız, onlarla karşı karşıya oturup bir çay içmeniz sizde silinmeyecek izler bırakacaktır. Bir yakınınızın mezarındaki düşen taşları yerine koymanız ve ona bir Fatiha okumanız ne kadar da iyidir. Hasta bir komşunuzla birkaç dakikalık sohbetinizin ölçülemeyecek kadar sevabı vardır. Köydeki bir caminin, çeşmenin, yolun veya köprünün onarımında sizin de az da olsa bir katkınızın olması ne güzel şeydir. Bir aylık bir tatil sizi ve ailenizi mutlu edecek, işinizde verimi arttıracak, size sıhhat kazandıracak ve bozulan ekonomiyi canlandıracaktır. Köyde yaşayan insanların ürettikleri yağ, peynir, bal ve pekmezi satın alacak ve onlara da katkı sağlamış olacaksınız. Köydeki düğünlere katılarak kurulacak yuvalara bir tuğla da siz koymuş olacaksınız. Öyleyse, daha ne duruyorsunuz? Hayde memlekete, Hayde tatile…Muhammet AVCI