Geçen Zaman, Geri Gelmez
‘Çevremizi saran hava mı zaman?
Yoksa üstümüzden esen rüzgâr mı?
Dert mi, yahut derde deva mı zaman?
Nedir, ne değildir, bir bilen var mı?’ diyor bir şiirinde büyük şair Abdurrahim Karakoç. Zaman konusunda çok kişi bir şeyler yazıp- çizmiştir.
Ben de bu yazımda zaman konusuna değineceğim. İnsanın doğumu, büyümesi ve yaşlanması zamanın ta kendisidir. İnsan ömrü dört mevsime benzer. Doğumu ve çocukluğu, baharı, gençliği, yazı, yaşlılığı, sonbaharı ve ölümü de kışa benzer. Kıştan sonra doğanın baharın gelişiyle canlanışı, insanın ölümünden sonra dirilişini açıklar.
Bir bebeğinizin olmasını istersiniz, bebeğiniz olur, onun büyümesini, yürümesini, konuşmasını, okuyup- yazmasını, askere gitmesini, evlenmesini, kucağınıza bir torun vermesini beklersiniz. Torunun gelmesine sevinirken bir de bakmışsınız siz dede olmuşsunuz, onu fark ettiğinizde ‘zaman ne çabuk geçmiş’ dersiniz. Torununuza mı sevinirsiniz, dede olduğunuza mı üzülürsünüz? Dünya durmaksızın dönüyor. Ama biz farkında değiliz. Zaman mı bizim içimizde, yoksa biz mi zamanın içindeyiz bilmiyoruz. Yeni aldığınız takviminizin yapraklarını hiç koparmasanız da günler akıp, gider. Suyu boşa akıtmadığınızda tasarruf etmiş olursunuz, Elektriği boşa yakmadığınızda fazla fatura ödemezsiniz. Ama takvim yaprağını koparmasanız da ömrünüzden yine bir gününüz tükenmiş olur. Zaman konusunda tasarruf yapılamaz. Ancak faydalı şeylerle geçirme şansına sahipsiniz.
Birkaç yıl öncesine, camiye gittiğimde en genç biriydim cemaatin arasında. Ama şimdi bakıyorum da yarılardayım. Önümdeki o yaşlı insanlar bir bir göçmüşler, gitmişler. Yaşlandığımı istemesem de görüyorum. Çarşıda, pazarda görenler eskiden ‘abi’ derlerdi, şimdi ‘buyur amca’ diyorlar. ‘Dede’ demeye sağ mıyım?
Bir halk türkümüzde der ki:
‘Geldi, geçti ömrüm benim,
Ömrüm kadrini bilmedim.
Bir kuş gibi uçtu ömrüm,
Ömrüm kadrini bilmedim.’ Boşa ahlamalar giden ömrü geri getirmez. İnsanoğlu, tüm mülkünü yitirse yine onu veya ondan fazla mülkü edinebilir, Sağlığını yitirse belki daha iyi sağlığını kazanabilir. Fakat geçen zamanı geri getiremez.
Bir şarkı sözünde de derki
‘ Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler’ Ne isterseniz isteyin ama geçen zaman geri gelmez. Çünkü geçen zaman geri dönüşüm kutusunda değildir. Yani geri dönüşümlü değildir. Onun için zamanımızın değerini bilelim.