Sevgili Hemşerim, senin de bu çorbada bir kaşık tuzun olsun. Yolunda, köprüsünde, camisinde veya çeşmesinde bir tuğlan bulunsun. Gönlün köye hizmet aşkıyla dolsun. Çünkü köy sevgisi, ona hizmet etmekle ölçülür
Köy sevgisi, üzerine âcizane bir şeyler yazmak isterim izniniz olursa. Köy sevgisini erkek arkadaşlarım daha iyi anlar. Bunu bir takım sevgisine benzetebilirim. Bir takımın aşığısın, fanatiğisin takımın başarılı olmasını, iyi işler başarmasını istiyorsun, onunla gurur duymak istiyorsun. Fakat ömründe ne maçına gitmiş ne de bir formasını almışsın. Yani o takıma hayatın boyunca ekonomik hiçbir katkın olmamış. Sadece gazeteden skorları okuyup kuru sıkı sallıyorsun. “Yahu neden bu takım başarılı olamıyor?, Bu takımı seviyorsan, onunla övünmek istiyorsan, senede en az bir kaç maçına gideceksin, bir kaç tane formasını alacaksın, yani takıma uzaktan sevgini göstermeyip yakından katkı sağlayacaksın. Herkes bunu yaparsa büyük paralar toplanır, iyi topçular alınır, senin takımın da çok başarılı bir takım olur, sen de haklı olarak bununla gurur duyarsın. Köye olan sevgimiz; işe yaramayan, gazete okuyup bol keseden atıp dengesiz eleştiri yapan boş fanatikler gibi olmamalı. Sadece muhtara yüklenip ‘şunu yapmadı bunu yapsa ne kadar iyi olur’ demeyi bırakıp, yapılmak istenen işlere ufak da olsa ekonomik katkıda bulunmamız gerekir. Sevgi, özveriyi de beraberinde getirir. Kuru sevgi artık bir işe yaramıyor. Düşünün bir bayana âşıksınız… Kuru aşk! “yahu ben seni seviyorum” “eeeee nerden bileyim hadi sevgini göster” der sana, sen nasıl gösterirsin sevgini? “yahu seviyoruz dedik ya” Yok öyle kardeşim, kanıtla, daha inandırıcı ol, hemen çiçekçiye koşar veya kuyumcuya gidip bütün şartları zorlayıp ona ufakta olsa bir hediye alırsın. Çünkü bu sevgini göstermenin en anlamlı ve kestirme yolu. Hemen yelkenler suya iner, sevgini bir nebze de olsa kanıtlamış olursun. Biz de köy sevgimizi kanıtlamalıyız. Nasıl? Köyde yapılan işlere katkı sağlayarak tabii ki. Bu köyün neresinde olursa olsun fark etmez. “İşte ‘orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür’ sözünün hiçbir anlamı yoktur. Çok eskiden köyümüzden göçen bir hemşerim bu yazın benden önce köye ziyarete gitmişti. Ben de köyden dönünce onunla karşılaştık. _ Köyde nasıl bir iz bırakmışım? Diye sordu. Ben de: _ Ben umardım ki, köyünde bir çeşme yaptırırdın. Bırak çeşmeyi, çeşmenin birine bir maşrapa bile koymamışsın. Diye bir gerçeği yüzüne haykırdım. Sevgili Hemşerim, senin de bu çorbada bir kaşık tuzun olsun. Yolunda, köprüsünde, camisinde veya çeşmesinde bir tuğlan bulunsun. Gönlün köye hizmet aşkıyla dolsun. Çünkü köy sevgisi, ona hizmet etmekle ölçülür. Ekim/ 09 Muhammet AVCI/ Akyazı