Yüreğimizde sürekli duyduğumuz sızı sıla köy özleminden başkası değilmiş meğer.Bu sızı ancak baba ocağımızı sılayı rahmimizi yılda en az bir sefer ziyaret ederek giderebiliriz
Düşünüyorum da, sol yanımdaki bir sızının neden kaynaklandığına bir türlü anlam veremiyorum. Her hangi bir sağlık sorunum yok, Eşim, çocuklarım yanı başımda. Birçok dostum ve arkadaşım var. Çok şükür geçineceğim kadar gelirim de var. O zaman bu benim sol yanımda hissettiğim sızı ne?
Parkta otururken belediyenin hoparlörlerinden bir vefat ilanıyla irkiliyorum. Her gün onlarca insan ölüyor, ‘bu memleket bize göre değil’, ‘ kaçıp gidelim buralardan’ gibi duygulara kapılıyorum. Yaz gelir sineğinden, sıcağından duramazsın, kışın soğuğundan, kirli havasından. Yola çıkarsın hızlı akan trafikten adeta başın döner. Musluğundan akan suyundan içemezsin, bazen onu da bulamadığın olur. Gölgelenecek ve terini silecek bir ağaç dibi ararsın. Yüksek binaların arasında ağaca da yer kalmamış. Kalabalık insanların içinde yalnızlığı yaşarsın. Karamsar gözlerle bakar durursun etrafa. Tanıdığın biri olsun da birlikte bir çay içelim diye. Ama çok kez nafile beklersin. Kendini bir başka ülkede hissedersin bazı bazı. O arada bir cep telefonun çalar, önce korku içindesin, konuşunca eski bir dostunun hal hatır sormak için aradığını görünce için ferahlar.
Derinden bir OHH çekiyorsun. İşte o zaman köyün gelmiştir aklına. Buz gibi akan sular daldan dala uçup ötüşen kuşlar yeşil ovalar çam ağaçlarıyla dolu ormanlar şen şakrak çocuklar şakalaşan insanlar serin rüzgâr meleyen kuzular mis gibi kokan hava daha neler neler. Birden sol tarafındaki sızının daha da arttığını hissediyorsun.
Altında ki araban bankadaki paran gideremiyor bu sızını. Bu özlem ki mıh gibi saplanmıştır kalbine. Her ne kadar şehirde yaşıyor olsak ta yüreğimizin en temiz en güzel yerinde çocukluğumuzun geçtiği
• Seriçala
• Taplaziri
• Kurshalat
• Saburtiya
daha bir çok oyunları oynadığımız köyümüz vardır.
Çobanlıktan arta kalan zamanlarımızda oynadığımız bila, koco, koçivara ve daha neler neler.
Ormanda topladığımız sakız, yaylada tutiya ve adlarını unuttuğumuz daha niceleri. Yayladaki kvele taş atmak, berobana gösterisi, imece geceleri, düğünler, bayram günleri hiç unutulur mu?
Yüreğimizde sürekli duyduğumuz sızı sıla köy özleminden başkası değilmiş meğer.Bu sızı ancak baba ocağımızı sılayı rahmimizi yılda en az bir sefer ziyaret ederek giderebiliriz.Bu sızının yeni nesillere kalıtım yoluyla olmasa bile anlatarak köy sevgisini yüreğinde hissetmelerini sağlayabiliriz…..