Şikâyet etmezdi asla halinden
Azrail onu da vurdu belinden
Mahirdi, gelirdi her iş elinden
İşinin piriydi Şahit Bey Ağa.
Uygardı, bilirdi yolu, yordamı
Herkesin ahbabı, gönül adamı
Boş vaktinde kahve, beş vakit cami
Değişmez yeriydi Şahit Bey Ağa.
Asla unutulmaz, hep gelir dile
Ayak izleri var Kore’de bile.
Ağalığı ile, beyliği ile
Bizden ileriydi Şahit Bey Ağa.
Dua edin, boşa ağıt yakmayın.
O’nu Fatiha’sız hiç bırakmayın.
Boyu kısa olmasına bakmayın
Yüreği iriydi Şahit Bey Ağa.
Onda, fitne, fesat, hile arama
Darda olsa uzanmazdı harama
Yaşı seksenlere varmıştı ama
Bizden de diriydi Şahit Bey Ağa.
Karakolu, adliyeyi bilmezdi.
Tedbirliydi, hiç parasız kalmazdı.
Onun çıkmadığı ağaç olmazdı
Sanırsın arıydı Şahit Bey Ağa.
Altına dönerdi elinde bakır
Hiç boş çevirmezdi gelse bir fakir
Mazlumu, garibi görmezdi hakir
Herkesin yâriydi Şahit Bey Ağa.
Boşa konuşmazdı, boşa gülmezdi
Yürürken hiç nefes bile almazdı.
Çalışırken yorulmayı bilmezdi.
İşte çok seriydi Şahit Bey Ağa.
Yanık Ozan, boştur artık ne dese.
Canla yetişirdi inleyen sese
Sofrası hep açık idi herkese
Çok cömert biriydi Şahit Bey Ağa.
Muhammet AVCI Kasım 2012 Adapazarı